11 Şubat 2013 Pazartesi

BUZ FABRİKASINI YOK ETMEYİN


H.Çiçeksever — 09 Ekim 2010
BUZ   FABRİKASINI  YOK  ETMEYİN!…H.Çiçeksever’den..
 
Yıkmayın, yapmayın Allah aşkına..!!!
Kültür mirasına sahip çıkmayan toplumlar asla çağı yakalayamazlar.! Bu fabrika kültürmüzün simgesi. Buz Fabrikasını yıkarak Kaleleri açmak  tarih ve kültür bilincine aykırı, bunu anlayan yok mu bu şehirde, hem de bu  devirde?
İspanya Endülüs’te Yahudi mahallerini asırlar öncesi haliyle saklıyor, Avrupa deseniz aynı şekilde hergün binlerce turist geliyor.. Biz bir ada mahallesini, hamamlarımızı, çeşmelerimizi  Seyit Bilali  bile layık olduğu biçimde  korumamışız.
Medeni ülkelere gidin bakın, elli yıl önce gitmişsen, bugün git, yüzyıl sonra git, her şey aynı yerde duruyor, adres değişmiyor.Aidiyet duygusu körelmiyor. Bizde her şey yıkılıp yapılıyor, insan yaşadığı yere yabancılaşıyor, hafıza bozuluyor, bu çok  büyük tehlike.
Tarih sadece kaleler  mi tarih? Hani hamamların, çeşmelerin çevresi?  Avrupa’ya yıkanmayı , temizliği öğretmiş milletin  hamamları?  hiç Müslüman ahlakına ve geleneklerine uygun lokasyona sahip mi?  Az gelişmiş toplumlar maymun evrimleşmesi geçirdikleri için birbirinden gördüğünü yapıyor bu mantık yanlış..!
Bizden sonraki nesillere bizim buralarda nasıl yaşadığımızı  nasıl ispat edeceksiniz?
Bizler hiç  bir eser bırakmadan mı öleceğiz? Korunması gerekenlerin neler olduğunu öğretmeden mi öleceğiz? Yapmayın Allah aşkına…
Şimdi Avrupa ne yapıyor biliyor musunuz? Neyin gelecek nesillere kültür mirası olarak bırakılmasına çalışıyor? Sınırlar arsındaki girişte kullanılan GİŞELERİ! Yanlış anlamadınız değil mi, duydunuz mu? Sizlerin hemen yıkıp geçeceğiniz, bu da tarih mi olur diyeceğiniz gişeleri kültür mirasına aldı.
Kültür ve yaşanmışlık belgeleri saklamayan iki millet vardır; birisi Vahabi Araplar, diğeri ise Amerika..Zaten Amerika yeni bir toplum, kültürü yok. Ama  bundan sonra son teknoloji harikalarını miras bırakmaya hazırlanıyor.
Ülkenin zararına işleyen politikanın dişli çarkı insanları  eziyor.  Koskoca imparatorluklara başkentlik yapmış İstanbul aynı durumda..Her şehrimiz görgüsüz –kültürsüz-tarih ve kültür bilincinden  nasibini almamış içler acısı durumda..
Anılar, anıtlar, bir toplumun izleridir. Yaşanmışlık belgeleridir. Bunları yok ettiğinizde geçmişiniz silinir..
BUZ FABRİKASI benim için ne kadar büyük bir önem taşıyor bilseniz. Çok önceki yıllarda Türkiye’de BUZDOLABI yokken bu şehirde buzdolabı görevini gören bir buz fabrikası , halk kullanıyor bunu. Bu ne demek biliyor musunuz, bu ne kadar önemli biliyor musunuz? Siz görgülü, bilinçli  bir milletsiniz demek.  Siz bunlara cahil   mütayit  mantığıyla  bakarsanız,  silmeye kalkışırsanız geçmişinize sünger çekmiş oluyorsunuz.
Yapmayın, yıkmayın  Allah aşkına …!
Diyorsanız ki yol lazım. Tamam bir çaresini bulursunuz. Ben olsam ne mi yaparım?
Buz Fabrikasının yarısını yıkarım, önüne boydan boya cam yaparım. Orta halli halkımızın yaz bahçesindeki alışkanlıklarını devam ettiren kış bahçesi olarak çay-simit evi yaparım. Adına Buz Fabrikası  Çay evi derim. Arkadaki  makinaları boyarım, aynı eski halini muhafaza ederim. İçine bir özgeçmiş yazarım, gelecek kuşaklara hatıra bırakırım.
Soylu, görgülü bir millet olma gururu nu yaşatmaya çalışırım. Bu kimliktir.
Bu çağ KÜLTÜR-BİLGİ çağı, milli hafızayı saklama çağı. Lütfen sözlerimi ciddiye alınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder