11 Şubat 2013 Pazartesi

BALYAN AİLESİ


H.Çiçeksever — 20 Haziran 2012
BALYAN AİLESİ..H.Çiçeksever’den..
 
“İnsan odur ki, dünyada bırakır bir eser, eser bırakmayanın yerinde yeller eser.”

Avrupa’yı Avrupa yapan değerlerin başında gelmiş geçmiş nesillerden kalan önemli eserler, anılar, anıtlar gelmektedir. Medeniyet eserleriyle kalıcı uygarlıklar oluşmaktadır.

Çevrenize bilinçli göz ve akılla baktığımızda ne acıdır ki, bizler olan eserleri bile hileli bit yolla yok etmek başarısıyla övünmek cehaletinde müthiş başarılıyız.
İspanya-Barselona deyince Gaudi unutulmaz bir deha, hala eserleri gözümün önüne geliyor.
İstanbul’a kazandırdığı önemli yapıtlarıyla şimdi Balyan Ailesini tanıyacaksınız. Sonra  derin derin düşünmenizi  de tavsiye ediyorum:

Osmanlı Devleti döneminde 18. ve 19. yüzyılda  İstanbul’da pek çok önemli mimari esere imza atan Ermeni asıllı Balyan ailesinin İstanbul’a kazandırdığı eserlerin fotoğraflarından oluşan sergi 9 Haziran 2012-Cumartesi günü saat 17.00’de Bakırköy Belediyesi Sanat Evi ve Kent Müzesi’nde açıldı.

Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen tarafından açılan sergi 2 Temmuz tarihine kadar açık kalacak.Yolu buralara düşenlere tavsiye edilir.

Bakırköy Belediyesi tarafından organize edilen sergiye Ermeni Cemaati ve Yeşilköy Ermeni Okulundan Yetişenler Derneği de katkı sunuyor.

Balyan Ailesinin İstanbul’a kazandırdığı eserler arasında; Sarayburnu’ndaki Saray,Beşiktaş Sarayı,Beylerbeyi Sarayı,Valide Sultan Sarayı,Defterdar Sarayı, Aynalıkavak Kasrı,Nusretiye Camii,Selimiye Kışlası,Davutpaşa Kışlası,Beyoğlu Kışlası,Darphane-i Amire, Valide Bendi,Topuzlu Bendi,Yangın Köşkü,Surp Asdvadzazdin Ermeni Kilisesi,
Dolmabahçe Sarayı,Çırağan Sarayı,Valide Camii,Zeytinburnu Barut Fabrikası,Beşiktaş Mahrukyan Ermeni Okulu,İTÜ Taşkışla binası,Galatasaray Lisesi binası,Maçka Silahhanesi,Gümüşsuyu Kışlası, Malta Köşkü,Baltalimanı Yalısı, Kandilli Adile Sultan Sarayı, Yıldız Sarayı Büyük Mabeyin Binası, Çadır Kökü, Şale Köşkü 2. Kısım, Çit Kasrı, Kağıthane Çağlayan Kasrı, Maslak Ayazağa Köşkü, Kalender Köşkü, Zincirlikuyu Kasrı,Beykoz  Tokat Köşkü, Alemdağ Av Köşkü, Validebağ ve Ayazağa Abdülaziz Av Köşkleri, Kağıthane Camii, Bahariye Nezareti, Maçka Karakolhanesi,Hamidiye Saat Kulesi bulunuyor.

Ne kaldı geriye derken ,bu  kadar üretmek insanı şaşırıyor doğrusu.
Şimdi soruyorum; “doğma büyüme İstanbulluyum”  demeyi adam olmak veya bir ölçü sananlar, sizin eserleriniz nerede,  sizden izler var mı? Gösterin bakalım!

Dün bırakılan eserleri tarumar ettiniz! Yetmiyor gibi  bugünden yarına  da eser bırakmadınız….Daha kaç yüzyıl böyle devam edecek bu anlayış? Bu topraklardan geçtiğimizin ayak izleri olmayacak mı?
Dedelerimiz şöyle söylerdi; “Boyvata vadın mı? Lölö yedin mi? (yemedim) Öyleyse ha vadın, ha vamadın.”( Boyabat’a gittin mi, meşhur leblebisini yedin mi, yemedinse ha gittin, ha gitmedin fark etmez) Arif olan anlasın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder