11 Şubat 2013 Pazartesi

66. SONAT


H.Çiçeksever — 29 Şubat 2012
66 SONAT..H.ÇİÇEKSEVER’den..
 
Bir milletin büyüklüğü yetiştirdiği beyinlerle  önem kazanıyor.  Çevreye yansıyanlar büyük beyinlerin eserleri. İngiltere’ye   baktığınızda  iklimin etkisiyle on iki ay bütün bahçeler yeşil, bakımlı ve bahçe kültüründe aşmışlar.  Böylece daha yüzyıllarca cazip bir ülke olmaya devam edecekler. Uzağı gören beyinlerin anlayışı bir milleti çok uzaklara taşıyor. Bizler ise bahçeleri yok etmiş apartman denilen taş kutularına taşınmakla övünür olmuşuz. İngilizler  sadece Londra’da değil, gittikleri tüm ülkeleri de adam etmişler. Bu ülkede zengin de fakirde geçinebiliyor çünkü ruha hitap eden ortak alanları hepsi kullanabiliyor.

25 yıldır Londra’da yaşayan tam bir Atatürk dönemi kültürüne sahip derya deniz bir dostum oldu, adı İnci. Gün boyunca muhteşem tarih ve kültür barındıran ama insana kendini küçük şehirde yaşıyormuş hissettiren South Kensington’da  uzun süredir görmediği dostuna kavuşmuş gibi bir gün yaşadık.
İnci  İngiliz edebiyatına da aşina. William  Shakespare’in   66. Sonat’ını  dilimize çevirmiş.
Haksızlık yolunda ihanete tapanlara, isyankar haykırıyorum!
Yorgun ve bıkkın, şükür dolu ölüm için ağlarım:
Çünkü yokluk çölüne çilekeşler yaratılıp
Muhtaç olana meteliğin verilmemesi,
Ve insan onurunun rezilce ezilmesi,
Ve doğrunun haksızca gözden düşürülmesi
Ve aksak hilekarın kuvveti alt edebilmesi,
Ve baskı ile susturulması sanatın,
Ve sahte bilgelerin elinde olması iplerin,
Ve karıştırılması, aptallıkla sade gerçeğin,
Ve hizmet etmesi yürekli esirlerin yüreksiz efendilere.
Bunların hepsi bıktırıcı…
Ölüm  kurtuluş  olurdu
Olmasaydı seni yalnız bırakma korkusu…
W.S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder