11 Şubat 2013 Pazartesi

ANGELINA JOLIE NEDEN GELDİ?


H.Çiçeksever — 21 Haziran 2011
Angelina Jolie neden geldi? H. Çiçeksever’den..
 
Çağın peygamberi dediğim internet sayesinde artık dünya bu numaraları yutmuyor. Angelina Joli neden Suriye sınırını ziyarete geldi? Babasının hayrına veya merhametinden değil tabi. Medyayı dünyayı uyutma aracı olarak kullanan büyük güçlerin planı dahilinde geldi.
Büyük güçler sanat ve sporu, sanatçıları ve sporcuları da politikaları da politka aracı olarak kullanıyorlar. Adamlar uyanık, Sporcularını, sanatçılarını, filmlerini, dizilerini dünyaya pazarlayarak kültür ihracatı yapıyor; sanatçılar ve sporcular üzerinden kendilerine sempati topluyorlar. Ayrıca bu medyatik şahsiyetleri dünyayı etkilemekte, politikalarını anlatmakta, gündem oluşturmakta, ülkelerinin reklamını yapmakta ustaca kullanıyorlar.
Afrika’yı sömürerek, zencilerin tuvaletlerini bile ayıran, onlara kötü muamele yapan beyaz adamlar filimlerle, bize vahşetlerini alkışlattılar. Artık internet çağı her şeyi gün ışığına çıkarıyor, insanlık uyanıyor, insanlık bilinci yükseliyor.Kimse bu gösterişleri yutmuyor.
Medyayı en başarılı kullananlar, dünyayı parmağında oynatan büyük güçler, ABD ve İngiltere. Diğer batılı ülkeler de imaj oluşturma, tasarımlar üzerinden dünyayı etkileme, politikalarına destek bulma konularında iyidirler.
Hollywood bu konuda çok başarılı bir örnektir. Ali Mert isimli bir yurttaşımız çok güzel aydınlatıyor, diyor ki: ABD, film sektörü ile hem kendi kültürünü (hamburgere ve bencilliğe dayalı kültürünü) dünyaya yaymakta, hem de global politikalarına sempati oluşturmaktadır.
Dünyaya zulmettiği, ülkeleri işgal ettiği, demokrasi adına ülkeleri talan ettiği, insan hakları ihlallerinin her türünü işlediği, pek çok otoriter yönetimin arkasında durduğu, çevreyi acımasızca tahrip ettiği halde dolaşıma soktuğu filmler üzerinden dünyanın heryerinde kendini “adaletli”, “insana değer veren”, “demokrasiyi yayan”, “çevreyi koruyan”, “ötekine toleranslı” bir modda sunabilmektedir. Amerikan filmleriyle zihinleri şekillenen nesiller Amerikanın zulümlerini, işgallerini göremediği gibi, birer Amerikan hayranı olup çıkmaktadır.
Son yıllarda Anglo-Yahudi İttifakı Hollywood ve medya üzerinden bir İslam fobisi oluşturmanın, dünyaya olumsuz, sevimsiz, teröre destek veren bir Müslüman imajı sunmanın gayretindedir. Bunda epeyce de başarılı olmuşlardır. 11 Eylül sonrası çevrilen her filmde “terörist Müslüman” karelerine rastlanmaktadır.
Yani büyük güçler önce global şöhretler oluşturmakta, bu şöhretleri dünyaya pazarlamakta, sonra da bunların etinden, sütünden, imajından vs. herşeyinden sonuna kadar yararlanmaktadır. Eğer imaj makerlerinin talimatlarını dikkate almazsa bir günde işini bitirirler, defterini dürerler. Tıpkı Yahudiler aleyhine film çeviren ve atıp tutan Mel Gibson’nun bitirildiği gibi.
Amerikalıların dünyaya pazarladıkları bu türden pek çok figürleri var. İngilizlerin de futbolcu Beckham’ı ve eşi var; bunları her vesileyle dünyaya pazarlıyorlar. Adamın futbol tarafı nasıldır bilemem; futboldan çok anlamam. Ama İngilizler Beckham ve karısı üzerinden bu ailenin herşeyini pazarlıyorlar ve ülkeleri adına bunları reklam vesilesi olarak sonuna kadar kullanıyorlar.
İngilizlerin Beckham’ı her kullanmalarında, reklam etmelerinde aklıma Hakan Şükür gelir. Hakan Şükür, örnek bir baba, değerlerimize sadık bir kişi, nitelikli, dünyaca meşhur bir sporcudur. Dünya kupasında 11 saniyede, rekor sürede gol atan bir futbolcu olmuştur. Dünyanın heryerinde, özellikle Ortadoğu, Afrika ve 3. Dünyada çok bilinmesine ve çok sevilmesine rağmen Türkiye adına istihdamı, yararlanılması düşünülmemiştir.
Dünya kupası sırasında İlhan Mansız attığı golle ve saç-giyim vs. modeli, ile Japonların, uzak doğuluların hayranlığını kazanmıştı. Posterleri basıldı ve kendisine büyük bir sempati oluştu. Türkiyeden bir yetkili çıkıpta bunun oluşturduğu bu sempatiyi Türkiye adına kullanmayı düşünmedi. Bu sporcunun kulağına bir şeyler fısıldayıp ona bir misyon yüklemedi. İlhan Mansız da ufuksuzluğundan bu sempatiyi spor bir BMV talep ederek bitirme yolunu tercih etti. Oysa hem Hakan Şükür, hem de İlhan Mansız ülkemiz adına çok iyi değerlendirilebilirdi, kendilerine misyon yüklenebilirdi.
İşte Angelina Jolie Türkiye’ye, dünyaya ABD’nin reklamını yapmak, insani bir problemde nasıl “duyarlı” olduğunu sergilemek, ABD’yi öne çıkarmak ve politikalarına zemin hazırlamak için gönderildi. ABD arkasında yüzlerce kişilik medya ordusuyla bu medyatik kişilik üzerinden dünyaya arzu ettiği mesajı verdi. Bundan sonra kendi politikalarını devreye sokması çok daha kolay olacaktır.
Bundan sonra ABD Suriye problemine eğilir ve bunun çözümü için uğraşır mı?
Hayır, bu hareket öyle bir sonuç doğrumayabilir. ABD gibi ülkeler genellikle bu tür hareketleri çözmeyecekleri, ayak sürüyecekleri konularda yaparlar. Ama dünyaya bol görüntü ve gürültü vererek “bir şeyler yapıyor” oldukları yanılsamasını pazarlarlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder