22 Mart 2013 Cuma

AŞK SANATI-ARS AMATORIA

            “Hırçın dalgalardan daha güçlüdür bir damla gözyaşı” diye başladı Ferhat Göçer .
            Batı yazın tarihinde  Ovidius külliyatında  Ars Amatoria (Aşk Sanatı)’nın yeri tartışılmaz.
            Aşk olmasa dünya soğurdu diyor mistikler. Seyrani; “aşkın iğnesiyle dikilen dikiş kıyamete kadar sökülmez imiş” diyor. Dünyadaki en güzel eserler aşkın ürünleridir.
             Candaş Örnek’in davetlisi olarak 19 Şubat akşamı Black Out-Kedi  sahnesinde dinledim  Ferhat Göçer’i. Konserine AŞK SANATI (Ars Amatoria)  ismini vermiş. Kendi yazıp sunduğu  aşk şiirlerini ve okuduğu aşk şarkılarını duygulu bir sesle şiir şeklinde okuduktan sonra müzikle seslendirdi. Nezih bir kalabalığın keyifle dinlediği gecede pek çok aşk şarkıları dile gelirken ruhlar canlandı, hisler tazelendi, enerji topladı insanlar. Müzik ruhun gıdası ise aşk  kalbin  benzini.
            Romanın büyük sürgün ozanı Ovidius’un  hiç beklemediği bir anda, karşısına aniden dikilen bu error’a teslim olmaktan ve  kendisini götürdüğü Karadeniz kıyılarındaki yabanıl Tomis’e yelken açmaktan başka yapacağı hiçbir şey kalmamıştır. Zihni allak bullak, gönlü bulanık bir halde Roma’daki saygın ve debdebeli yaşamını arkasında bırakır ve ölünceye kadar katlanmak zorunda kalacağı kan dondurucu şekilde soğuk o yepyeni bir diyara yol alır. Ardına baktığında tek hatırladığı manzara, gözü yaşlı ailesinin ve dostlarının veda buselerine karışan hüzünlü el sallayışlar ve günah keçisi ilan edilen, aşkın muhteşem şiiri, Ars Amatoria (Aşk Sanatı) olur.”İşte aşk böyle bir şey.Aşkı en iyi şarkılar tarif ediyor.
“Katran karası geceler, olmaz olası geceler…” diyor  içten bir çekişle Ferhat Göçer,
“Açılır yelkenleri yalnızlığın..boş dünyadaki şeyler soğuk ve insafsız..yürek yollara düşmek için sabırsız..”
“Mecnun misali gurbet ellerde, ümitsiz sevginin kurbanıyım ben, yalan dünya her şey bomboş.. hancı sarhoş, yolcu sarhoş…”
“Gurbete giden döner mi dönmez belli değil bilirim..ben bir karaağaç gölgesi buldum cebimde ümitlerim..”
“Gitme, gitme, gitme kokunu bırak! Bu rüzgarlı yerlerde mum mu dayanır?”
“Sorma ..sorma…sorma.. söyleyemem, yangınlardayım…nöbetlerdeyim…başım dumanlı…”
“Suları çekilmiş ırmaklar gibiyim… Kırbaçlanıyor yaralarım…”
“Çok yorgunum beni bekleme kaptan, seyir defterini başkası yazsın…beni o limana çıkaramazsın!”
“Karda ateş, ateşte kar gibi seni bekliyorum…”
Son satırlarında ise anlamlı mesajlar veriyordu;
“Günah mı alınyazısını kurcalamak? Konuşurken bile eksiliyor ömür, gününü gün etmek en iyisi..”diyor  ama olmuyor tabi.
“Efkarım birikti, sığmaz  içime, Bin sitem etsem de azdır kadere…Gülmeyi unutan yaşlı gözlere, mutluluktan haber ver dilek taşı…”
“Bir anlık öfkeyle kaybetme sevdiklerini” diye bitiriyor Aşk Sanatını Ferhat Göçer.
Sevmek bir sanat, yaşamak bir sanat, konuşmak bir sanat. Aşkın sonu sanat!
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Atatürk




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder