5 Mayıs 2015 Salı

EDUARDO GALEANO


“Latin Amerika’nın Kesik damarları” isimli kitabıyla tanıdım Eduardo
Galeano’yu. Kitap muhteşem, çok akıcı ve şimdiki Ortadoğunun çilesine benziyor.
Mutlaka okunması gereken bir kitap.

13 Nisan 2015’te dünya bu önemli yazarı kaybetti. Galeano Montevideo'da, orta
sınıf Katolik bir ailede doğmuştur. 14 yaşında ilk politik çizgi romanını, Sosyalist Parti'nin
haftalık yayın organı El Sol'a satmıştır. 1973'te bir askeri darbe nedeniyle Uruguay'ın iktidarı
değişince Galeano hapse atılmış, daha sonra da sürgüne yollanmıştır. Arjantin'e yerleşmiş ve
kültürel bir dergi olan, Crisis'i kurmuştur. 1976'da Videla rejimi, askeri bir darbe ile,
Arjantin'de iktidara gelince ülkeden İspanya'ya kaçtı.
1985'in başında Galeano Montevideo'ya döndü. Galeano 13 Nisan 2015'te saat
08:20'de Montevideo'da akciğer kanserinden vefat etti.
Yazar genel olarak Latin Amerika'daki örneklerden yola çıkarak dünya sorunlarından
bahsetmiştir. Köle ve kadın ticareti ile mütemadiyen artmakta olan suç oranı irdelediği
sorunlar arasındadır. Kitaplarında çoğunlukla gazete haberleri kullanarak örneklendirmeler
yapılmaktadır.
Geçen yıl Sinop’a bol miktarda gelen Curise gemilerinden inen yolculara soruyorum
çoğunluk tanıyor. “Latin Amerika’nın Kesik Damarlarından” pasajlar;
“Gerçeğin ne olduğuna bakmadan onu değiştirmenin sihirli bir formülü yok. Bir şeyi
değiştirmek içinse önce ne olduğunu görmek gerekiyor. Latin Amerika’daki sorun bu. Onu
göremiyoruz, kendimize körüz, çünkü kendimize başkalarının gözüyle bakmaya
şartlandırılmışız.
Latin Amerikadaki sömürgeciler, derebeylerin saltanatı yüzünden, en verimli kıyı
bölgelerindeki yoksulluk karşısında donar kalır. Tezatlar ülkesinde bolluğun, refahın saltanat
sürdüğü yerlerde sefaletin en koyusu kol gezer.şilinin ulusal gelirinin dörtte üçü yabancıların
elinde. Şili’nin etine geçen bakırdan dişler. Ailece aynı yatakta yatan insanlar, su yok, banyo
yok.Venezüella’da petrol üretilir yabancı şirketler alır, halk sefaletle boğuşur. Lüks düşgünü
oligarşiyi besliyor.
Teknolojinin gelişmiş ülkelerden alınması yanlızca ekonomik ve kültürel bağımlılığı
getirmez. Açıkça görülmektedir ki; geri kalmışlık ce cehalet çöllerine modernleşme
vahalarının yerleştirilmesi, azgelişmişliğin hiçbir sorununa çözüm getirmemektedir. Gelişmiş
ulusların maymun gibi taklit edilmesi…Cehaletin egemen olduğu , doğal kaynakların
yabancıların elinde olduğu bu ülkelerde , toprağın zenginliği insanın yoksulluğunu
doğuruyor.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder