22 Mayıs 2013 Çarşamba

EĞİTİM VE MEDENİYET

Çocuk olmak varmış Londra'da...
İlkokula başlama yaşı 4.
Doğdukları günden itibaren aldıkları eğitim ve yaşadıkları çevre birbirini tamamlıyor, çelişki yok.
herşey doğal, kadife gibi yeşillikler, ağaç okullar, oyun alanları, parti mekanları herşey çocuk psikolojisine uygun, çocuk gelişimine uygun, çocuk doğasına uygun..
Aldıkları eğitim; ikinci bir dil, yaratıcılık, tenis, yüzme, diksiyon, bale, piyano...İnsanın hamurunu en kaliteli malzemeyle disiplinli kibar bir şekilde yoğuruyorlar.
Geleceğin dünya vatandaşları bu ülkede özenle yetiştiriliyor.

Londra'da çocuk olmak varmış!!!
Ülkelerin geleceğini  kurtarması ancak çocuklarına verdiği eğitimle mümkündür.
Düşünüyorsan bin yıl ötesini insanı eğitin o zaman!

NİDA ÖLÇER “SAATLER”

(22 Mayıs – 15 Haziran 2013)
            The Ritz-Carlton Hotel, Süzer Plaza , Gümüşsuyu–İstanbul’da Ekavart  Sanat Galerisinde,  Nida Ölçar’ın  ‘Saatler ’adlı  sergisindeyiz. Daha önce Çırağan’da babası Sıtkı Ölçer’in sergisini  hayranlıkla gezmiş  ve kendisiyle tanışmıştım. Babasının vafatının ardından yine Çırağan’da  Nida Ölçer’in  sanat çevresinde büyük ses getiren  Çiniden Çeşmeler temalı sergisini görmüştüm. Anadolu’nun bağrından  çıkmış, kendi kendini yetiştirmiş  bu özel yetenekli ,ruhu yüksek insanlar bizim gerçek temsilcilerimiz.
            Türkiye’de ve dünyada adı ‘Çini’ kelimesiyle birlikte anılan ve 2010 Kasım ayında aramızdan ayrılan ünlü çini ustamız Sıtkı [Usta] Ölçar’ın ‘Sıtkı’ imzasını yaşatacak isim kızı Nida Ölçar, Sıtkı Ölçar’ın mirasına şimdiden hak ettiği değeri veriyor. Karakteristik ‘Sıtkı’ imzasını Nida Ölçar babasının koleksiyoncularına saygıdan  ‘Sıtkı II ‘ olarak imzalıyor.
            Güleryüzlü,  güzel ve kendinden emin bir hanım olan Nida Ölçar babasından devraldığı Sanat Atölyesinde Geleneksel El sanatının modern hatlarında çiniler tasarlıyor. Almanya’nın önde gelen dergilerinden ‘Der Spiegel’ in ‘Kütahyalı Çılgın Picasso’ olarak tanımladığı Sıtkı Usta’nın çinilerini ölümsüzleştirerek, geleneksel çini sanatına ve büyük bir sanatçı olan babasına vefa borcunu ödüyor.









16 Mayıs 2013 Perşembe

HAKİKAT NERDE?

Hakikat Nerde?
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki perde,
Hakikat Nerde?   (K.Atatürk, 1905/Sinop’ta yazmış)
 İnsan yığınlarından millet olmaz. Millet kültürü olan topluluktur. Kültür milletlerin kimliği, nüfus cüzdanı gibidir. Kültür mirasına sahip çıkmayan toplumlar çağın gerisinde kalmaya mahkumdur. Bilgi-beyin çağı kültürlerin markalaşacağı bir çağ olacağı kuşkusuzdur. Kültür mirasımıza sahip çıkmalıyız.
“Güneş üflemekle sönmez.” Mevlana
“İnsanları mutlu edecek yegane yol onları birbirlerine yaklaştırarak onlara birbirlerini sevdirerek karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını sağlamaya yarayan hareket ve enerjiyi vermektir. Dünya barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu ancak bu “YÜKSEK İDEAL YOLCULARININ ÇOĞALMASI” ve başarılı olmasıyla mümkün olabilir. Atatürk
“Din bir vicdan eğitimidir, dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur.” Atatürk
“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”Hz.Muhammed
“Artık insanlık kavramı vicdanlarımızı arıtmaya ve hislerimizi yüceleştirmeye yardım edecek kadar yükselmiştir.”Atatürk
“Dahi; hocasını iyi seçendir.” Mrs. Scott

15 Mayıs 2013 Çarşamba

BEYİN HAFTASI

  “Mevlana ve Yunus Gönül mimarlarımız, Atatürk ise Beyin mimarımızdır.”H.Çiçeksever

            Sosyal sorunlara duyarlı bir eğitimci, çocuğun süt saatini hisseden bir ana gibi 1999 yılında, Samsun'dan  sanat yoluyla beyni geliştirmek, kişisel gelişimi hızlandırmak, kendi köklerinden beslenmek amacıyla sanatla eğitim yapmaya karar verdiğimde  ne kadar zor ve uzun bir yol seçmiştim. İşte bu amacıma uygun olarak Türkiye’de ilk defa “BEYİN DOSYASI” hazırlamış ve gelecek nesillere beynin beslenmesinin önemine vurgu yapmak istemiştim. 9 defa açtığım sergilerimde bu dosyaları  armağan olarak vermiştim.

            Basından okuduğum son istatistikler  ise duyarlılığımı kanıtlar düzeyde. Türkiye Kişisel Gelişimde dünyada 85. sırada, yaşam kalitesinde ise Yunanistan 10. Sırada, Türkiye 25. Sırada. Ne yazık ki benim teşhislerim; öncelikle  büyük şehirlerdeki memur zihniyeti, okumuş insanlar arasında gördüğüm kültürel ve sanatsal eksikliklerden   kaynaklanıyordu.

             Dünya hızla akıl ekonomisine geçiş yapıyor. Beyin göçüne karşı, beyin gücünü desteklemek için, TBMM tarafından bir yılın beyin yılı ilan edilmesini ve 2006 yılı mart ayında  Türkiye’de başlamasını  önemli bir tavır olarak görüyorum..
            Bilim tarihine damgasını vuran İnsan Genom Projesi’nin ardından ABD yine dünya çapında bir  Beyin Haritası harita oluşturmayı hedefleyen bir proje üzerinde çalışıyor.
            Ülkemize ve insanımıza  son yıllarda en büyük , çok önemli  hizmet veren kişiler olarak 4 değerli insanı o kadar önemsiyorum ki;
1-Doğan Cüceloğlu
2-Üstün Dökmen
3-Yaşar Nuri Öztürk
4-Mümin Sekman
            İnsan gelişmezse, toplumlar ilerleyemez.  
            Asırlardır ihmal edilmiş halkımızla zor ve güç şartlarda kurduğu yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin  çağdaş uygarlık seviyesine yükselmesi için, insan yetiştirme , eşit eğitim yöntemleriyle ayağa kaldıran dünyadaki tek lider Atatürk olduğu için bu yüzyılın tabiriyle, otuz yıl eğitimcilik  deneyimlerimle   Başöğretmen Atatürk’ü beyin mimarı olarak görmüşümdür.
Fiziksel ve ruhsal olarak beyni ne kadar iyi beslersek o kadar ürün alabiliriz,o kadar hızlı ilerleyebiliriz.
 Bir Alman araştırmacı diyor ki; %85 zeka seviyesine sahip bu Türk milleti ne yaparda bu zekayı liseden sonra %20'ye düşürür!!!
"Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur."





HELEN OF TROY

            30 Nisan Salı günü  LONDRA, Portland Place- Türk Büyükelçilik  Residence’da  yemekli bir söyleşiye katılma şansım oldu..Konuşmacı  çok çok ünlü  bir İngiliz tarihçi Bettany Hughes . Büyükelçi eşi Bayan Emel Çeviköz’ün himayelerinde, Britanyalı Türk Kadınlar Derneğinin organize ettiği bu toplantının  bütün geliri buradaki Anne ve Çocuk vakfı yararına ve eğitme yönelik projelere bağışlanıyor.
            Maalesef, her zaman olduğu gibi  açılış konuşmasında çok güzel bir kelimemiz olan “HOŞGELDİNİZ” kullanılmadı.
 Yardımsever Türk ve İngiliz hanımların katıldığı şık bir toplantı sonunda Büyükelçilikte nefis Türk yemeklerinden oluşan  çok şık bir  yemek verildi.  Ülkemle gurur duydum açıkçası. Aksilik, kameramın şarjı bittiği için fazla resim çekemedim. Yemekte masamızda Fransa  ve Meksika’ın Londra Büyükelçilerinin eşleri vardı. Herikisi de 3 çocuk sahibiymiş. Masadaki genç Türk hanımları tek çocukluydu. Yarım İngilizceyle diller üzerine bir fıkra anlattım çok güldüler.  
            Bettany Hughes dünyanın belli başlı televizyon tarihçilerinden biridir. Oxford Üniversitesi’nden mezun olan Hughes’un çalışmaları İngiltere’de BBC ve C4, Amerika’da PBS, Discovery, History Channel ve National Geographic, Avustralya’da ABC ve Orta Doğu’da El Cezire dahil olmak üzere dünyanın dört bir tarafından yayınlanmıştır. Hughes’un gerçekleştirdiği programlar arasında The MoorsThe SpartansAthens: the Truth about DemocracyHelen of TroyThe Minotaur’s Island ve The History of the Bible vardır. Hughes İngiltere’de Klasiklerin eğitimi alanındaki başlıca dernek olan JACT’ın da başkanıdır. King’s College’de Araştırma Görevlisi olan Hughes çok takdir toplayan Helen of Troy kitabının yazarıdır ve yakın zamanda Socrates kitabı yayınlanacaktır.
İngiliz tarihçi Bettany Hughes, yazdığı kitapta, tarih boyunca insanlara erkeklerin seks objesi olarak sunulan Truvalı Helen’in büyük haksızlığa uğradığını savunuyor. Hughes, kafası çalışmayan bir fahişe olarak gösterilen Helen’in, aslında önemli bir tarihsel figür olmasına rağmen atlandığı görüşünde. Mesleğine değer veren her batılı gibi Bettany, sempatik tavırları ve hiç ara vermeden akıcı konuşmasıyla büyük ilgi topladı.