Bu hafta sonumuz dost haftası gibiydi.
Öyle dostlarınız vardır ki, sık sık görüşme imkanınız yoktur. Fakat bilirsiniz ki o sizin için daima güvenilir, yolunuz düştüğünüzde aniden kapıyı çaldığınızda sizi görünce sevineceğini bilirsiniz. Kalpleriniz birliktedir. Öyle dostlarınız vardır ki her an birliktesinizdir. Buna rağmen başınız dara düştüğünde veya başka şehirde gördüğünüzde yanaşmak istemezsiniz, güvenemezsiniz.
İşte bir fincan kahvenin kırk yıl hatırını sayan, insan sevgisi yüklü insanlar dosttur. Dostluk gelişmiş insanlar arasında kurulan sağlam bir ilişkidir.Ümit, güven, anlayış sevenlerin duygusudur.
Samsun’da ilk oturduğumuz apartmanda evlilik denen ilk yuvamızda ilk komşumuzdu Alev ablalar. Yaşam koşulları ayırsa da gönüllerimiz bir olan sevdiğimiz insanlar onlar. 40 yıllık dostlarımız Alev-Necati Tamer’lerin Bahçeşehir’deki büyük bir zevkle sevgiyle döşenmiş evlerinde Pazar sabahı birlikteydik. Alev ablanın kendisi gibi zarif sunumları, karı-koca insan sevgisi dolu yürekleriyle kırk yıllık dostluğun sıcaklığını taze tutuyorlardı. Hala aynı zerafet, dürüstlük, saygın, insancıl, zarif insanlarla olmak terapi gibi geliyor insana. Dost dostun avusunu alır derler ya işte öyle bir şey. 50. evlilik yıldönümü kutlamalarına hazırlanıyor Alev- Necati Tamer’ler.Daha nice mutlu günler diliyorum kendilerine.
Sinop’ta ev alma işlemlerini bitirerek Amerika’ya dönmeye hazırlanan yetenekli, empatik dost, sevgili Füsun’la buluştuk, hoşsohbet bir gün geçirdik. Seneye buluşmak üzere ayrıldık.
Dost olmak, dost kazanmak, dostlarla olmak medeni insanlara özgü hasletlerdir. Bilge kültürümüz; “dostlarla olunca acı yemiş bile aş olur der.”
“Gerçek bir dost nimetlerin en büyüğü ve elde etmeye en az çalıştığımızdır. Dostlardan başkasına anlatılmayacak şeyler vardır.” Dostoyevski